30 Haziran 2001 tarihinde temeli atılan Türkiye’nin ilk minyatür parkı olan Miniaturk, 2 Mayıs 2003 tarihinde büyük bir törenle ziyarete açılmıştır.
Toplam 60.000 metrekare alan üzerine kurulan Miniaturk’te, 15.000 metrekare maket alanı, 40.000 metrekare yeşil ve açık alan, 3.500 metrekare kapalı alan, 2.000 metrekare havuz ve suyolu, 500 araçlık otopark yer almaktadır.
Eş zamanlı yürütülen proje koordinasyonu sayesinde 22 ay gibi kısa bir sürede tamamlanan Miniaturk, dünyanın en geniş maket alanına sahip ve en kısa sürede tamamlanan minyatür kentidir.
Türkiye ve Osmanlı coğrafyasından seçilmiş eserlerin 1/25 ölçekli maketlerinin yer aldığı Miniaturk’te, 57 eser İstanbul’dan, 51 eser Anadolu’dan, 12 eser ise bugün Türkiye sınırları dışında kalan Osmanlı coğrafyasından olmak üzere, toplam 120 sabit eser sergilenmektedir. Ancak daha sonraki eklemeler dikkate alınarak rezerv alanları da oluşturulmuştur. Altyapı, sonradan yapılabilecek eklemeler de göz önüne alınarak düzenlenmiştir. Böylelikle Miniaturk, bir anlamda, planlı kentleşmeye örnek oluşturarak büyümeye devam edecektir.
Maketler yurtiçinde 10, yurtdışında 3 atölye olmak üzere toplam 13 atölyede üretildi. Atölyeler dışında Yıldız Teknik Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Döner Sermaye İşletmeleri’nde de Miniaturk için üretimler gerçekleştirildi.
Maket yapımında sanayide kullanılan plastik bazlı, açık hava şartlarına uygun malzeme kullanıldı. Maketler yerlerine yerleştirilmeden önce, Miniaturk Test Alanı’nda bekletilerek açık hava şartlarına uygunluğu bir kez daha test edildi.
Ayasofya’dan Selimiye’ye, Rumeli Hisarı’ndan Galata Kulesi’ne, Safranbolu Evleri’nden Sümeli (Sümela) Manastırı’na, Kubbet-üs Sahra’dan Nemrut Dağı Kalıntıları’na kadar pek çok kültür ve medeniyetin izlerinin bir araya getirildiği parkta, bugün artık yerlerinde olmayan Artemis Tapınağı, Halikarnas Mozolesi, Ecyad Kalesi gibi eserler de yeniden canlandırılmıştır.
Anadolu ve çevresinde hüküm sürmüş, izler bırakmış her medeniyetin Miniaturk’te yer almasına özen gösterilmiştir. Miniaturk ile Antik Çağ’dan Bizans’a, Selçuklu’dan Osmanlı’ya, 3000 yıllık yaşanmışlığın izleri Haliç kıyısına taşınmıştır.
Miniaturk’te yer alacak eserlerin seçimi Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Doç. Dr. Ahmet Haluk Dursun’un danışmanlığında bir kurul tarafından yapıldı. Seçimde eserlerin maketi yapılabilir nitelikte olmalarına özen gösterilmiş ve her biri ait oldukları teknolojisini, sanatını ve kültürünü yansıtan, binlerce yıldır ağır istilâlara, savaşlara ve yıkımlara tanık olan bir coğrafyada hiçbir uygarlığın, sırf daha öncekiler yaptı diye yok etmeye kalkışmadan, koruduğu, onardığı, yaşattığı eserler Miniaturk’te maketleriyle yer almaktadır. Kendi içine kapalı “masalsı” bir ortam yaratmayı hedefleyen Miniaturk projesi, Anadolu, İstanbul ve eski Osmanlı coğrafyasından eserlerin oluşturduğu üç ana bölümde ele alınmıştır. Bölümler küçük peyzaj düzenlemeleriyle birbirlerinden ayrılırken, sürekliliği sağlanmış, ziyaretçiyi yönlendiren bir gezi güzergâhı oluşturulmuştur.
Alanın peyzaj planlaması altyapı çalışmalarıyla eşzamanlı olarak başlatıldı. Kullanılacak bitki türleri, Haliç kıyısındaki iklim şartlarına uygun ortamda yetiştirildi. Miniaturk’ün genel konseptine uygun olarak maket alanında ince tekstürlü çimler, bodurlaştırılmış bitkiler ve bonsailer kullanıldı. Maketlerin yerlerine alınmasının ardından çimler serildi ve bitkiler dikildi.
Miniaturk’te, bir açık hava müzesi atmosferinde sergilenen maketlerin yanı sıra, ziyaretçilerin hoşça vakit geçirmesini sağlamak amacıyla farklı mekânlar da tasarlanmıştır; 400 kişilik oturma kapasitesiyle amfitiyatro, Miniaturk’ü hatırlatacak hediyelik eşyaların satışa sunulduğu alışveriş merkezi, küçük ziyaretçilerimizin ilgisini çekecek, Truva atı ve kale gibi oyun gruplarından oluşan oyun alanı, gezi alanını çepeçevre dolaşan minyatür ekspres tren, satranç, labirent, go-card ve tekne turu bunlardan bazılarıdır.
Yerli ve yabancı turistlerin İstanbul turunda ilk adresi olan Miniaturk, kısa sürede muhteşem bir Türkiye turu atmak isteyenler için de ideal bir mekân. Kısacası, “Türkiye’nin Vitrini !”
Miniatürk parkının içinde “Kristal İstanbul” ve “Panorama Zafer” adıyla iki müze daha bulunmaktadır.
Dünyanın ilk ve tek kristal müzesi “Kristal İstanbul”.
Kristal cam, ışık ve yüksek lazer teknolojisini tarihle buluşturan 3 boyutlu eser müzesi…
İstanbul’un birbirinden değerli 16 tarihi eserinin, kristal cam içine lazerle işlenerek oluşturulan dünyanın en büyük figürleri “Kristal İstanbul”da…
“Kristal İstanbul” müzesinde yer alan eserler;
Galata Kulesi, Ayasofya, Sultanahmet Camii, Çırağan Sarayı, Fatih Camii, Haydarpaşa Garı, İstanbul Büyükşehir Belediye Binası, İstanbul Üniversitesi, Kız Kulesi, St. Antuan Kilisesi, Topkapı Sarayı, Eyüp Sultan Camii, Rumeli Hisarı, Dolmabahçe Sarayı, Dolmabahçe Saat Kulesi ve Boğaziçi Köprüsü.
“Miniaturk Panorama Zafer Müzesi”
25 Aralık 2003 tarihinde olarak açıldı. Zafer Müzesi’nde Milli Mücadele’yi sadece cepheden, yani ölmekte olan askerlerin arasından seyretmiyorsunuz. Cephe gerisinde süre giden günlük hayatı da ses ve ışık efektleri arasında canlanan maketlerle izleyebiliyorsunuz. Ama savaş, cephede olduğu kadar cephe gerisinde de yaşanıyor. Yurdun her yanı adeta bir cephe…
Cumhuriyet’imizin yakın tarihinin panaromik bir gerçeklikle yansıtıldığı Zafer Müzesi’nde aynı zamanda Atatürk Fotoğrafları sergisini de gezmek mümkün. Sergiye, Atatürk’ün tarihe ve geleceğe yön veren sözleri de eşlik ediyor.
Türkiye’nin Vitrini Miniaturk’te Panorama Zafer Müzesi ile Türkiye’nin tarihine de tanıklık ediyoruz.
Güzel bir haftasonunda keyifle gezilebilecek bir mekan olan bu yer her gün 09:00-18:00 saatleri arasında açık olup;
Adres: Sütlüce Mahallesi, İmrahor Caddesi, Sütlüce – Beyoğlu / İstanbul
Fotoğraflar : Şevki Silan
Kaynak : İnternet